Menu Content/Inhalt
Anasayfa arrow SSS arrow Hacý Bektaþi Veli arrow SSS arrow Sýkça Sorulan Sorular 
HEPSI |0-9 |A |B |C |D |E |F |G |H |I |J |K |L |M |N |O |P |Q |R |S |T |U |V |W |X |Y |Z

AdanZye SSS Sýkça Sorulan Sorular

Hacý Bektaþi Veli PDF Yazdýr E-posta
Yazar   

Rating 2.4/5 (17 votes)

Hacý Bektaþi Veli - HACI BEKTAÞIN FELSEFESÝ

Hacý Bektaþi Veli (doðumu 1209/10; Ölümü; 1270/71) Hacý Bektaþi Veli; Anadolu’ya yerleþtikten sonra bir misyoner gibi kendi dünya görüþünü etrafýna yaymaya baþladý. O bir derviþti. Hacý Bektaþi Veli; bir ermiþ olarak, tüm insanlýðý kucaklayan, bütüncül anlayýþa sahip hoþgörü anlayýþýný temel alan bir görüþün simgesi olmuþtur. Horasan da batini çevrelerde büyümüþ, Nizari Ýsmaililerin (7 imamlý inanç) Dai’lerince (görevliler, misyonerler) yetiþtirmiþ bir eren olarak Anadolu’ya gelen Hacý Bektaþ-i Veli bir Batýni sufidir. Batýnilik tüm oluþlarda ve olgularda þekle deðil, öze önem veren bir anlayýþý temsil ederler. Buna görüntü önemli deðil, her þeyin görünmeyen ve her þeyin gerçeðini yansýtan içi önemlidir. Bu görüþ her þeyin özünü sevgiye ve aþka dayandýrýr. Var olan þeyi sevmek, doðayý, hayvaný, bitkiyi, topraðý, suyu, insaný ….kýsaca varolan her þeye sevgi beslemek, en temel olandýr. Ýnançlarýn dayattýðý yasaklar Hacý Bektaþ Veli düþüncesinde yer bulamaz. Hacý Bektaþi Veli; yaþadýðý dönemde, yoksul halkýn içinde yaþamýþ, onlarýn sorunlarýna ortak olmuþ, onlarýn dertlerini, sorunlarýný yansýtmýþ, düþünsel gýdasýný ve toplumsal anlayýþýný bu kesimin “kurtuluþu” temasý üzerine kurmuþtur. Hoþgörü Hacý Bektaþi Veli’nin en temel görüþüdür. Bu görüþe göre Arslan, Geyik, koyun, kurt, kuzu …yan yanadýr.

Hoþgörü güler yüzlü olmak, herekse yardým elini uzatmak, gönlünü herkese açmak, paylaþým ve eþitlik gibi çok önemli deðerleri savunmakla eþ anlamlýdýr. Daha doðrusu Hacý Bektaþ-i Veli’deki hoþgörü bu nitelikleri kapsýyordu. Hacý Bektaþ düþüncesinde kadýn- erkek ayrýmý söz konusu deðildir. Kadýn erkek bir bütünün iki ayrý görüntüleridir. Birisi tek baþýna yarýmdýr. Karþýtlarýn varlýðý nasýl birliði, bütünlüðü oluþturuyorsa, kadýn ve erkekte birbirinin karþýtý olarak bir bütünü oluþtururlar. Anadolu Aleviliðinin temelinde yatan Tasavvuf düþüncesi doðal olarak hoþgörüyü getirmektedir. Buna göre her þey Tanrý’nýn kendini bilmek istemesi, kendi gerçekliðini görebilmesi için kendini ortaya koymasýyla evren oluþmuþtur. Öyleyse var olan her þey Tanrý’nýn bir parçasýdýr. Ama tanrýya en yakýn olan da insandýr. Öyleyse her þeyden önce Tanrý’yý seven insaný da sevmek zorundadýr. Sadece insaný “Yaratýlmýþý hoþ gör/yaratandan ötürü” diyen Yunus gibi; her þeyi hoþ görmek, hiçbir þeye hoyratça davranmamak gerekmektedir. Alevi Bektaþilik insan ruhunun Tanrý’dan ayrýlýp, gene O’na dönünceye kadar bir aþama geçirir. Bu görüþe “Devirye” denir. Buna göre ruh ölmez. Ölüm tinin (ruhun) geldiði kaynaða dönmesidir. Alevi Bektaþilikte bu kaynaðýn adý Hak’týr. Kötülükten arýnmak, barýþý, sevgiyi, aþký, eþitliði, paylaþýmý, hoþ görüyü …öne çýkarmak Bektaþiliðin en temel görüþüdür.

Bektaþi yaþamý rint görür. Bektaþi’nin Kývrak zekasý, akýlcý duruþu ve nükteli anlayýþýyla yaþamý deðerli kýlan bir yaný vardýr. Bektaþi sorgulayýcýdýr. Doðacýdýr, kavrayýcýdýr. Ýyilikten ve güzellikten yanadýr. Alevi Bektaþi öðretisinde Tanrýsal Hikmet olmayan hiçbir þey yoktur. Var olan her þeyi Tanrý’saldýr. Bektaþi alçakgönüllüdür. Kibiri dýþlar. Olduðu gibi görünür. Bektaþi tutuculuða, yobazlýða ve duraðanlýða karþýdýr. Her þeyin devinim içinde bulunduðunu söyler. Bektaþi öðretisi; bütün dünya insanlýðýný birleþtiren bir öðretiyle kendini tanýmlar. Kardeþlik ve dostluk yaratma düþüncesini yaþama geçirmeye çalýþýr. Bektaþilik doðruluk, gerçeklik, çalýþkanlýk ve üretkenlik tezini savunur.

Çalýþmadan yemenin yanlýþ olduðunu söyler. Bektaþilik nefsin düþmanýdýr. Ýnsaný kötülüðe itenin nefis olduðunu savunur. Bektaþi’ye göre insan nefsini yenerek, kendi gerçekliðine ulaþabilir. Bektaþi konukseverdir. Dünya nimetlerinden yararlanmayý öne çýkarýr. Muhabbeti ve dostluðu sever. Konuþkan, þiir dünyasý geliþmiþ bir yapý sergiler. Bektaþi sabýrlýdýr. Bir çok olayýn zaman ve mekan içinde çözüleceðini bilir. Bektaþi ayýbý saklar, güzel olaný dýþarýya yansýtýr. Bektaþi’ye göre okunmasý gereken en büyük kitap insandýr. Ýnsan kendi özünde tüm evreni barýndýrýr. Alevi Bektaþiler þu ana temayý yaþam görüþlerinin en temeline koymuþlardýr. Buna göre; Þeriat’ta ; bu senindir, bu benim Tarikat’ta; hem senindir, hem benim Hakikat’te ; ne senindir, ne benim. Bu görüþ insanýn yaþamýnda ki, geliþmiþlik aþamasýný gösterir. Her insan olgun deðildir. Olgunluk yukarýda þiirde anlatýlmak istenen aþamalarý geçerek, Hakikat amasýnda ki; bütünlükçü bir anlayýþa ulaþmakla söz konusudur. Özünde bu evren, bu dünya, var olan her þey “ne senin, ne benim” o herkesin, o bütünün, o var eden tüm varlýðýndýr. Alevilik Bektaþilik bir yanýyla mistik, diðer yanýyla dünyevi öðretisiyle ikisini birleþtirebilmiþ evrensel bir öðretidir. Ýnsaný salt maddeden veya salt tinden oluþmuþ olarak görmeyen; her ikisinin birlikte varolduðu gerçekliðinden hareketle kendine özgü bir dünya görüþü oluþturmuþtur.

Kaynak; Yunus Emre,Nasrettin Hoca ve Hacý Bektaþi Veli Düþüncesinde Hoþgörü; Bilimsel ve Kültürel Arþ.Vakfý.1995 Bas
  
-------------------------------------------------------------------------------- 
Yazan : Süleyman Zaman Tarih : 30.05.2006 16:03:03

Yeniçerilerin Piri

Osmanlý Devleti, devþirme denilen Hýristiyan çocuklarýndan oluþturduðu orduyu Hacý Bektaþ Veli'nin düþüncelerinden yararlanarak eðitti ve þekillendirdi. Yeniçeri Ordusu denilen bu ordunun baþýnda bulunan aða da Bektaþi idi. Bu ordu, 1826 yýlýna kadar Osmanlý Devleti'nin birinci gücü olmuþtur.

Yeniçeri ordusu, törenlerde gülbank çeker (dua okur) ve bu gülbankta da Hacý Bektaþ Veli'nin adý anýlýrdý. Duanýn sonu þöyleydi: Pirimiz hünkarýmýz Hacý Bektaþ-ý Veli'nin demine devranýna hu diyelim hu!

Kýsacasý, Hacý Bektaþ Veli sadece bir düþünür ve din adamý deðil, devlete þekil veren siyasal bir kimlik olarak da son derece önemlidir.
 

 

Yaþamý hakkýnda açýk bilgiler yoktur. Buna karþý Hacý Bektaþ Veli etkileri ve yaptýklarýndan dolayý tarihi ve ebedi eserlere konu olmuþtur

Hacý Bektaþ Veli, 13. Yüzyýl'da yaþamýþtýr. Bu tarih, eski bir Vilayetname'ye eklenen notta 1209-1271 olarak saptanmýþtýr. Bu tarihlerin doðruluðunu þu kanýtlar onaylar.

·  Hacý Bektaþ Veli, 1273 tarihinde öldüðü kesin olan Mevlana Celalettin-i Rumi ile çaðdaþtýr. Bu çaðdaþlýðý, Mevlevi kaynaklarý ortaya koymaktadýr.

Bu iki ulu kiþinin arasýnda güçlü bir baðlantý olduðunu, tarih göstermektedir.

·  Hacý Bektaþ Veli, 1263-1264 tarihlerinde Anadolu'dan Kýrým'a geçen Alevi Türkmenler'in baþýnda bulunan Sarý Saltuk'un da mürþididir (Öðretmenidir). Hacý Bektaþ'ýn, 1282'den sonra ölen Saru Saltuk'dan daha büyük veya onunla yaþdaþ olmasý normal sayýlmalýdýr.

·  Hacý Bektaþ; Taptuk Emre'nin; Taptuk Emre de Yunus Emre'nin mürþididir. Bugün, Yunus Emre'nin 1320 civarýnda Hakka yürüdüðünü (öldüðünü) biliyoruz. Yunus Emre'nin manevi gýdasýný veren de Hacý Bektaþ'týr. Öyleyse, Büyük Pir'in, Yunus Emre'den önce Hakka yürüdüðünü söylemek yanlýþ olmaz.

·  Vilayetname'de, Hacý Bektaþ'a karþý çýkan ve onun duvarý yürüttüðünü görünce teslim olan Seyyit Mahmud-ý Hayrani de 1267-1268 tarihlerinde ölmüþtür. Cacaoðlu Nureddin de yine bu yüzyýlda yaþamýþ olup Hacý Bektaþ Veli'nin manevi büyüklüðünü anlatan Vilayetnamede adý geçen önemli kiþilerden birisidir.

·  1275 ile 1343 yýllarý arasýnda yaþayan Ebülfarac Vasýti'nin Tiryakül Muhabbin adlý eserinde de adý geçen Hacý Bektaþ'ýn, 1343'ten önce ölmüþ ve oldukça þöhret kazanmýþ olduðu anlaþýlýyor.

·  En önemli kanýtlardan birisi de; Kýrþehir'de bir Mevlevi tekkesi kurmuþ olan Þeyh Süleyman bin Hüseyin'in vakfiyyesinde geçen 'fi nahiyetil-Hacý Bektaþ kuddise sýrruhu...' ibaresidir. 1297 tarihli bu ibareden, Hacý Bektaþ'ýn bu tarihte artýk ölmüþ olduðu anlaþýlmaktadýr. Kuddýse sýrruhu ibaresinin, o tarihlerde sað insanlar için de kullanýldýðý görüþü, belli bir kanýta dayanmamaktadýr... (Bu bilgi için bak: John Kingsley Birge, Bektaþilik Tarihi, s. 45. Birge'nin naklettiði bir baþka bilgi de 1295 tarihli bir vakfiyede yer alýyor. Orada da Hacý Bektaþ Veli'den merhum diye söz edilmektedir.). Kaynak  

  

 

 
< Önceki   Sonraki >