O MARKA

Körkütük bardan çýkan sarýþýn tenha ev yolunda sýzar kalýr. Sabaha doðru iþe giden azgýnýn biri bunu öyle yatar görünce niyetini bozar ve bu niyeti bozma ile de kalmaz. Ýþini bir güzel bitirdikten sonra da vicdan azabý duyup sarýþýnýn cebine bir yirmilik koyar.

Nihayet öðleye doðru kendine gelen sarhoþ kadýn þöyle saðýný solunu yoklar ve cebinde ki parayý bulur. Doðru koþar
tekelciye,
"Bana yirmi milyona bira ver der."
"Hangisinden olsun!"
"Önemli deðil ya... Tuborg olsun."

Bir torba birasýný alan kadýn tekrar eski yerine döner. Ýçer, içer ve olduðu yerde tekrar sýzar kalýr. Saatler sonra tekrar evine dönen o azgýn adam bunu yerinde hala uyur görür ve niyetini tekrar bozar. Ýþini bitirdikten sonra da yine vicdan azabýna düþen adam sarhoþun kadýnýn cebine yine bir yirmilik koyar.

Sabaha kadar deliksiz uyuyan sarhoþ kadýn, sabah geç vakit kalktýðýnda cebinde yine para bulur. Koþar doðru Tekelciye. "Ver bana yirmi milyona bira, der.

Kadýný tanýyan Tekelci, "Tuborg mu olsun yine", diye sorar.
"Yok yauu... der, kadýn. Tuborg içmekten bi tarafým aðrýyor. Efes ver bana, Efes