Yeni Resimler
yeni2009 Dayanýþma Gecesi
Site Haberleri
Anasayfa
Haberler
Şiir
Sağlık
Tatil / Turizm
E- Devlet
Forum
Galeri
Linkler
SSS

Köy Resimleri


Köy Resimleri


Köy Resimleri


Ekim 2006 Ankara


Köy Resimleri





Friday, 26 April 2024
Anasayfa arrow Ziyaretçi Defteri

Ziyaretçi Defteri

Ziyaretçi Defterini imzala


Süleyman Zaman    06 March 2008 22:59 |
BewertungBewertungBewertungBewertungBewertung
Sayýn baþkan ve deðerli abim Mehmet Zaman'a bu övücü ve destekleyici duruþundan dolayý teþekkür ediyorum.
Hem köyümün adýný duyurmak ve hem de Anadolu kültürünü yaþatan deðerli ozanlarý yazmak beni mutlu ediyor.
Mayýs'ýn 3'ünde Nejat Birdoðan Sempozyumu düzenliyoruz. Orada çýkaacak kitapta da yazým yayaýnlanacak.
Ayrýca ozanlýk nedir ve yedi ulu ozan çalýþmam var.
Diðer bir yandan 200'e yakýn makalem bulunmaktadýr. Bu makalelleri de kitap haline getirmeyi düþünüyorum.
Ve yazýlmýþ 500'e yakýn þiirim var.
Ve ayrýca Alevilik Öðretisi'nmin temellleri isimli bir çalýþma pýrjem var.
Bunlarý gerçekleþtirirsem çok mutlu olacaðým.
Bu anlamda sizlerin de manevi desteðiyþe bu çalýþmalarýmý sonlandýracaðýmý umuyorum.
Tekrar teþekkür ediyorum

mehmet ve insaf zam    06 March 2008 18:30 | ankara
BewertungBewertungBewertungBewertungBewertung
sevgili süleyman zaman seni ben ve yengen candan kutlarýz seninle onur duyuyoruz cünkü hem ailemizin hemde köyümüzün ilk yazarýsýn eline yüregine saglýk dah güzel kitaplar yazacagýna iðnanýyoruz baþarýlar dileriz
1)Mahsuni þerifin yaþamý sanat eserleri1997
2)Mahsuni þerif meslek yapýtlarý 2005
3)Mulis akarsu hayat sanatý þiirleri 2006
4)aþýk daimi derinliklerin ozaný 2008
eline yüregine saglýk seni seviyoruz caným kardeþim dönyaca ünlenmiþ kþileri topluma tanýtmak adýna nice güzel yayýnlar sevgilerimizle

Süleyman Zaman    06 March 2008 17:48 |
BewertungBewertungBewertungBewertungBewertung
Dostlar, Aþýk Daimi, Felsefesi, Sanatý ve þiirleri isimli kitabým bugün yayýnlanarak çýkmýþtýr
Ýlgilenenlere duyurulur

yakup zaman    06 March 2008 14:15 |
BewertungBewertungBewertungBewertungBewertung
8 MART DÜNYA EMEKÇÝ KADINLAR GÜNÜNÜ KUTLUYOR KADINLARA YÖNELÝK,SÖZ,KARAR VE YETKÝNÝN GERÇEK ANLAMDA ONLARDA OLMASINI DÝLÝYORUM.

Süleyman Zaman    05 March 2008 20:48 |
BewertungBewertungBewertungBewertungBewertung
DÜNYA EMEKÇÝ KADINLAR GÜNÜ
8 Mart her yýl; Dünya Emekçi Kadýnlar Günü olarak kutlanmaktadýr. Bugünün hem tarihsel ve hem de günümüzün dünyasýnda çok önemli bir anlamý bulunmaktadýr.
Daha önceleri bugün 8 Mart Emekçi Dünya Kadýnlar Günü olarak kutlanýrken, 1975 yýlýndan itibaren de Dünya Kadýnlar Günü olarak kutlanmýþtýr. Günümüzde de ayný isimle kutlanmaya devam etmektedir.
Bugünün tarihsel anlamý; 1857 yýlýnda Amerikada meydana gelen ve birçok kadýnýn ölmesine neden olan olaylardan gelmektedir. Bu olay þöyle geliþmiþtir.
1857 yýlýnda Amerikanýn Newyork kentinde Dokuma Ýþçisi (Tekstilde) olarak çalýþan kadýn iþçiler çok zor koþullarda çalýþýyorlardý. Kadýnlar da , erkek iþçiler gibi ayný koþullarda çalýþmak istiyorlardý. Bu iþçiler acýmasýzca çok uzun saatler (günde 12-15 saat) çalýþýyor; düþük ücret alýyor ve saðlýksýz ortamlarda üretimde bulunuyorlardý. Kapitalist para babalarý bu iþçileri ucuz ücretlerle çalýþtýrýyorlardý. Bu koþullara dayanamayan kadýn iþçiler, çalýþma koþullarýnýn iyileþtirilmesi , 8 saatlik iþgünü ve eþit iþe eþit ücret..vs. gibi hak isteminde bulunarak eyleme geçtiler. Kadýn iþçiler bu isteklerini gerçekleþtirmek için Greve gittiler. Uzun süre istekleri gerçekleþmeyen kadýn iþçiler sonunda fabrikayý iþgal ettiler. Ýþgalin uzun sürmesi üzerine polis fabrikada ki iþçilere müdahale ederek, iþgali kanlý bir þekilde bastýrdý. Bu olay sýrasýnda fabrikada yangýn çýktý. Bu olaylarda çoðu kadýn129 iþçi yaþamýný yitirdi. Bu kýyým dünya iþçi tarihi açýsýndan çok önemli bir tarihtir. Bu olay tüm dünya emekçilerine direnme gücü saðlamýþ ve görece olarak genelde emekçilerin ve özelde ise kadýnlarýn çalýþma koþullarýnýn düzeltilmesinin önünü açmýþtýr.
Bu olaydan 53 yýl sonra yani 1910 yýlýnda Kopenhagda
toplanan 2. Sosyalist Kadýnlar Kongresinde CLARE ZETKÝNin önerisiyle 8 Martýn Emekçi Kadýnlar Günü olarak kutlanmasý kabul edilmiþtir. Daha sonra 1975 yýlýnda Birleþmiþ Milletler Genel Kurulunda 8 Mart Dünya Kadýnlar Günü olarak deðiþtirilmiþ ve tarihten itibaren de bu isimle yani 8 Mart Dünya Kadýnlar Günü olarak kutlana gelmektedir.
Günümüzde ki anlamýyla bugün yani 8 Mart Dünya Emekçi Kadýnlar Günü anlamýný yitirmiþ; sýnýfsal çeliþki yerine bugün Cemaat, Tarikat, Irkçý ve Bölgecilik..vs. gibi deðerler egemen olmuþtur. Bu deðerler toplumu ayrýþtýran deðerlerdir. Bugün bu ayrýþtýrma politikalarý yüzünden toplumumuzda dincilik, tarikatçýlýk alabildiðine güçlenmiþ ve dinci bir parti AKP iktidara gelmiþtir. Kadýna özgür bakmayan, kadýný eve hapsetmeye çalýþan, onu 2. sýnýf olarak gören,ve erkekten uzak tutmaya çalýþan&.vs. bir anlayýþ topluma egemen olmuþtur. Üretmeyen, erkeðe baðýmlý olan, kendi bedeninden utanan, kendi bedenine sahip olamayan bir kadýn ne kadar özgür olabilir? Ýþte bugün yaratýlmak istene kadýn tipi budur. Bundan dolayýdýr ki, ülkemizde kadýn özgürsüzleþtirilmek isteniyor. Ýþte Türbanýn amacý da budur. Türban aslýnda çok þeyleri gizliyor. Ama özünde kadýný ümmet ve kimliksiz býrakmaya çalýþýyor. Kadýn üzerinden Þeriatýn ayak sesleri verilmeye çalýþýlýyor. Kadýnlarýmýz bunlara razý olacaklar mýdýr?
Bu anlamlý günü kutlarken, þunu belirtelim ki; kadýnla-erkek bir bütünün iki parçasý gibidir. Biri olmadan diðeri eksiktir. Yaþamýn oluþmasý, deðiþimin varolmasý ve varlýlýðýn sürekliliði her zaman karþýtlarýn varlýðýný zorunlu kýlmýþtýr. Doðanýn en temel yasasý özünde eksiklik yasasýdýr. Bu eksiklik yasasýdýr ki, karþýtlýðý var eder. Karþýtlar birleþerek yeniden doðuþu, varoluþu oluþtururlar. Bu anlamda kadýn ve erkek insan denen cinsin iki karþýt gücü olarak birbirleriyle birleþir ve insan cinsinin devamlýlýðý böylece saðlanýr. Bu durum tüm doðal varlýklar için söz konusudur. Birbirine eþit iki insan, nasýl olur da biri diðerinden daha üstün bir konumda görülebilir!?. Bunun yanýtý sýnýfsal ve toplumsal deðerlerde aramak gerekir.
Mülkiyetçi toplumlar varolduktan sonra oluþan iþbölümü sonucu, kadýn, erkekten daha pasif bir konuma düþtü. Bu toplumsal iþbölümü süreç içinde kadýnlarý erkeðe baðýmlý kýlan gerek ekonomik ve gerekse kültürel koþullarý yarattý. Özellikle feodalimin en üst kurumu olan din, kadýnlarý erkeðin malý konumuna soktu. Günümüzde bile tutucu din rütiellerine sýký sýkýya baðlý olanlar; kadýný alýnýp-satýlan bir mal gözüyle bakmaktadýr. Son günlerde ki türban olayýný bu çerçevede deðerlendirmek gerekmektedir. Kadýn bir meta deðildir. Kadýnýn özgürlüðü asla ve asla kafaya baðlanacak bir bez parçasýna indirgenemez. Bu durum toplumsal gerçeklikle asla uyuþmamaktadýr.
Tarihsel ve toplumsal anlamda þu bir gerçektir ki; üreten, çalýþan, deðer yaratan&her insan (kadýn yada erkek); çalýþmayan, üretmeyen insana her zaman egemendir. Çünkü, çalýþan insan varolana yeni þeyler katan insandýr. Üretim iliþkileri içinde, yüzyýllar boyunca erkeðin temel ekonomik deðerlere sahip olmasýndan ve kadýna ikincil bir iþbölümü yüklenmesinden dolayý erkek egemen bir toplum varolmuþtur. Kapalý ekonomik uygulamalar sýrasýnda ör. feodalizmde kadýn tamamen ev iþleriyle uðraþma görevi üstlenmiþ, bundan dolayý erkek etken, kadýn edilgen bir konuma düþürülmüþtür. Kadýn yalnýzca çocuðunu doðuracak, onu besleyecek, büyütecek, eþinin ve çocuklarýnýn iþlerini yapacak, yemek piþirecek, çamaþýr yýkayacak, ütü yapacak, evi temizleyecek&vs. yani kýsacasý kendi konumunu iradesi ve özgür düþüncesiyle belirleyemeyecektir. Kapitalizmle birlikte, göreceli de olsa bireysel haklarýný kazanan kadýn; çalýþma ve üretime katýlma olgusu gerçekleþmiþtir. Ama bu defa da kadýn, erkek emeðine karþý, ucuz iþgücü olarak yedekte tutulmuþtur. Kadýnýn ucuz iþgücü konumunda bulunmasý, sermayedara çok önemli karlar kazandýrmýþtýr. Özünde kadýn yada erkek olsun tüm çalýþanlar kapitalist para babalarý tarafýndan acýmasýzca sömürülmektedirler. Ama kadýn daha fazla sömürüye daha fazla uðramaktadýr. Birincisi kadýn, iþgücü olarak düþük ücretlerle çalýþtýrýlýrken; diðer bir yönüyle kadýn bedeni cinsel obje olarak sömürüye maruz kalmaktadýr. Kadýnýn cinsel obje olmasý onu bir meta konumuna sokmaktadýr. Kapitalist ideologlar ve din insanlarý kadýna Cennet kadýnlarýn ayaðý altýndadýr derken; ve kadýný dinsel anlamda bir deðer yüklerken,; diðer yandan onu erkeðe hizmet, erkeðin isteklerini yerine getiren cariye konumunda birisi olarak görür. Tarihsel anlamda geriye doðru bir bakýn, bunun sayýsýz örnekleri bulunmaktadýr. Ýmparatorluk döneminde ki saray kadýnlarýna, haremlere, bugünkü büyük TVler ve büyük gazetelerde ki kadýn öðesine; çalýþan kadýnlarýn almýþ olduklarý göreceli düþük ücretlere bir bakýn bu deðerlendirmelerin ne kadar da açýk olduðu görülecektir. Bugün kadýn bedeni, erkekler için bir Pazar olarak sunulmakta ve bu pazardan nice paralar kazanýlmaktadýr. Bunlar mý Kadýn Haklarýný savunacaklar.
Þunu belirtelim ki; genelde mülkiyetçi sistemler ve özelde Kapitalizm, hem ekonomik hem hukuki ve hem de kültürel anlamda kadýný ikincil bir konumda görmüþler, kadýný aþaðýlamýþlar, küçümsemiþler, horlamýþlar, sömürmüþler, deðersiz görmüþler ve erkeði tatmin eden bir meta konumuna sokmuþlardýr.
Bir çok dinde kadýný; aþaðýlayan, onu eksik gören, saçý uzun, aklý kýsa olarak deðerlendiren, hatta Þeytanla eþdeðerde bulan, bir anlayýþla karþý karþýyayýz. Bu anlayýþ kadýný yaratýlýþýndan dolayýn da suçlar. Çünkü bu anlayýþa göre Ademi kandýran Havvadýr. Adem erkek, Havva ise kadýndýr. Bu deðerlendirmede, kadýn tehlikelidir; imgesi verilmeye çalýþýlmaktadýr. Kadýna mirasta erkekten daha az hak tanýyan, hatta hak tanýmayan, iki kadýnýn þahitliðini; bir erkeðin þahitliðine eþit gören; onlar tarlalarýnýzdýr, istediðiniz zaman girebilirsiniz diyen; bir anlayýþý savunmak doðru mudur? Bu görüþler kadýna yapýlan en büyük haksýzlýktýr.Bu akla ve bilime uygun deðildir.
Oysa kadýn da erkek gibi doðal bir varlýktýr. Ýkisi de insandýr. Ýnsan olarak doðar. Üstünlük tamamen kültürel ve toplumsal olgulardan kaynaklanmaktadýr.
Toplumlarda oluþan deðer yargýlarý, dinsel inanç ve gelenekler, ahlaki anlayýþlar ..vs. kadýn ve erkek arasýnda ki davranýþ biçimlerine de yön vermektedir. Öyle ki, tutucu ve geri kalmýþ toplumlarda ki deðer yargýlarý ve ahlaki deðerlendirmeler, kadýna davranýþlarý üzerinden yürütülmektedir. Aslýnda toplumsal ve ekonomik olarak çöküntüye uðrayan tutucu toplumlar bunun sorumlusunu çoðu kez kadýnýn davranýþýna yüklerler. Her türlü ahlaki çöküntünün nedenini kadýna baðlarlar. Namus kavramý adeta kadýnla özdeþ bir konuma sokulur. Kadýn bu kavramla kutsallaþtýrýlýr ve en ufak bir olumsuz davranýþta kadýn en büyük cezaya çarptýrýlýr. Oysa namus dürüstlük, onurluluk,doðruluk ve baðlýlýk anlamýna gelmektedir. Bundan dolayý namusu kadýnýn cinselliðine indirgemek ve bu yolla kadýný baský altýnda tutup büyük sorumluklar yüklemek akýlla, vicdanla baðdaþýr yaný yoktur. Namus insanýn beynin içindedir. Ýnsanýn dünyayý doðru algýlamasýnda, cinselliði kendi bedeninde özgürleþtirmesindedir namuslu olmak. Namusu kadýnýn davranýþýna, giyimine-kuþamýna, görüntüsüne ve cinsel yaklaþýmýna indirgeyen; buna karþýlýk kendisini sorgulamayan, kendi giyim-kuþamýna, kendi görüntüsüne, kendi cinsel davranýþlarýna bir sýnýr koymayan ve tüm bu davranýþlardan kendisini özgür gören bir erkek; özünde egemen bir anlayýþýn, yani kadýný ve onun bedenini kendi tekelinde gören bir anlayýþýn temsilcisidir. Bu görüþün çok sakat olduðu bir gerçektir.
Þurasý bir gerçeki; kadýnla erkek; bir elmanýn iki yarýsý gibidir. Biri olmadan diðeri eksiktir. Bütünsellik ikisinin bir araya gelmesiyle olasýdýr. Her iki cins birbirinin varlýk nedenleridirler.
Doðanýn o sonsuz gücü ve düzenleyici aklý; var kýldýðý her þeye, o þeylerin kendisini sürekli kýlacak enerjiyi ve düzeni de var kýlmýþtýr. Elmanýn çekirdeðinde ayný zamanda elmanýn kendisi potansiyel olarak vardýr. Çekirdek elmaya dönüþüyor, elma da çekirdeðe. Çekirdek yok olduðunda elma, elma yok olduðunda çekirdek medya geliyor. Ayný þeyi insanlara indirgediðimizde; erkek spermi ile kadýnýn Ovum (yumurta) birleþerek birbirini yok ederek zigot (canlý) oluþur. Yani insanýn oluþumu için karþýt güçlerin (sperm+ovun) birleþmesi gerekiyor. Burada iki karþýt güç birleþince birbirlerini yok ederler ve bu yok oluþtan varlýk (insan) doðar. Demek ki yok vardýr. Evrenin en temel ilkesi de budur. Yani Karþýtlarýn varlýðý ilkesi. Eðer bu doðal bir ilkeyse bu doðallýkta, hangisi diðerinden daha güçlüdür? Böyle etkin bir güç var mý? Yok. Ýkisi birbirini bütünlüyor. O halde neden erkek kadýndan üstün olsun? Bu tamamen kültürel bir olgudur.
O zaman kadýný alnýný-satýlan bir meta olarak gören, kadýnýn özgürlüðünü bir bez parçasýna indirgeyen, kadýný çarþafa sokmaya çalýþan, kadýný giyimi ve kuþamýyla deðerlendiren:..vs. bir görüþ, düþünce ve inanç ne kadar gerçekçi ve bilimseldir. Bu davranýþ biçimi akla ve bilime uygun deðildir.
Bir erkeðin dört kadýnla evlenmesini isteyip, tam tersine bir kadýnýn dört erkekle evlenmesini yasaklamak kadýný hangi konumda görüldüðünün bir belirtisi deðil midir? Bu durumda kadýn erkeði tatmin eden bir meta olmuyor mu?
Oysa kadýn ve erkek eþittir. Çünkü ikisi de insandýr. Biri diðerinin tamamlayanýdýr. Eðer bir üstünlük aranacaksa, kadýnýn erkekten bir adým önde olduðunu söyleyebilirim. Çünkü kadýn doðurgandýr.
Anaerkil dönemde, kadýn soyu belirleyendi. Çünkü bir çocuðun kimden doðduðu belliydi ama babasýnýn kim olduðu belli deðil di? Þimdi bu durumda doðurganlýk ve belirleyicilik anlamýnda güç kimde? Doðal ki kadýnda.
Kadýnýn ikincil konuma düþmesinin en temel olgusu tamamen toplumsal ve ekonomik nedenlerdir. Onun için kadýna özgürlük verilecekse kadýnýn ekonomik anlamda yaþama katýlmasý, üretmesi ve kendi kimliðini erkekten ayrý görmemesi ile olasýdýr. Çalýþmayan kiþi her zaman çalýþan kiþiye baðýmlýdýr. Bu durum erkek içinde geçerlidir. Toplumsal anlamda ekonomik gücü elinde bulunduran insan, bir diðerinden güçlüdür, etkili ve yetkilidir. Tam tersi ise kiþiyi (veya topluma) baðýmlý, edilgen ve pasif yapar. Gerçek budur.
Kadýnýn anadýr. Ana temel, esas olandýr. Bebeðini bedeninde taþýyan, Emziren, büyüten&bir kadýn, doðal ki çocuða erkekten yani babadan daha çok duygusal bað duyacaktýr. Bu eþyanýn doðasýna uygundur. Ýþte bu konum dolayýsýyla kadýn erkekten daha duyarlý, daha duygusal ve daha koruyucu bir konuma sahiptir. Bu ayný zamanda bir içgüdüdür. Bu durum yalnýz insan da deðil tüm diðer canlýlarda da böyledir.
Günümüz de, iþsizliðin alabildiðine arttýðý, yoksulluðun had safhaya ulaþtýðý, açlýðýn kol gezdiði, savaþlarýn, öldürmelerin, cinayetlerin& çoðaldýðý bir dünyada yaþýyoruz. Haksýz kazançlar, bireysel kurtuluþ felsefeleri, rantiye kazançlarý, hiç emek vermeden trilyoner olanlarý& gördükçe çocuðuna ekmek dahi bulamayan anlarýmýzýn ve babalarýmýzýn göz yaþlarý daha da artmaktadýr. Ýþte esas sorun budur. Ýnsaný özgürleþtirmek için tüm bu olumsuzluklarý ortadan kaldýrmakla olasýdýr. Gerisi kandýrmacadýr.
Ülkemizde, 1950 yýllarýndan bu yana uygulanan ekonomik ve toplumsal nedenler yüzünden günümüzde ki olumsuzluklar yaþanmaktadýr. Önce bir çok baský ve yýldýrmalarla sessiz bir toplum yaratýldý. Örgütsüz ve karmaþýk insan yýðýnlarý var edildi. Çalýþanlarýn sýnýf bilinci köreltildi. Sonra, eldeki avuçtaki deðerler yok edildi, insanlar yoksullaþtýrýldý, istihdam alanlarý azaltýldý; daha sonra arabesk kültürle insanlar kaderci ve tevekküle yönlendirildi ve tüm bunlarýn üzerine dinsel deðerler yüklenerek insanlarýn özgür, akýlcý, bilimsel ve düþünsel yetilerini yok etmeleri saðlandý. Ýþte ülkemizin bugün geldiði noktayý hep birlikte görmekteyiz.
Þimdi türban la kadýnlara özgülük sunulacaðýný sanan bir görüþ ve düþünceyle karþý karþýyayýz. Türban kadýna ve topluma özgürlük saðlar mý? Kocaman hayýr.
Öncelikle kendi bedeninden utanan, kendi bedeninde kendisine günah çýkartan, saçýnýn zülüflerini günah aracý sayan bir zihin ve algýlama, eþyanýn doðasýna uygun davranmamaktadýr. Eðer bu saç günahsa, yüce yaratýcý bunu niçin yaratsýn. Bu yüce yaratýcýya yapýlacak en büyük haksýzlýktýr. Tanrý kadýnýn saçýyla neden uðraþsýn. Kendisi saçý hem yaratsýn ve hem de bunu suç unsuru olarak görsün?!... Bunun mantýkla, akýlla açýklamasý olamaz.
Diðer bir anlamda, Türban kadýna özgürlük deðil, tam tersine, erkeðe baðýmlýlýk saðlar. Egemen güçlerin türbaný kullanarak toplumu da özgürsüzleþtirdiði yaþanýlan bir gerçektir. Yöneticiler, türbanla toplumu uðraþtýrýrken; gerek ekonomik, gerek kültürel ve gerekse toplumsal anlamda insanlarýmýz tam bir gerileme yaþamaktadýr. Bu durumda türban toplumsal gerçekleri gizlemek amacýyla kullanýlmaktadýr.
Diðer bir anlamda, türban, 1923 yýlýnda kurulan Laik Cumhuriyetin yýkýlmasýnýn simgesi olarak kullanýlmakta ve adeta Laik Cumhuriyeti yýkmanýn aracý olmaktadýr. Sanki 1923ün rövanþýný almanýn bir aracý.
Diðer bir yandan, laikliðe karþý bir duruþun simgesidir türban. Peki laiklik yok olursa yerine ne konur. Doðal ki Din Hukuku. Bunun adý da Þeriattýr. Toplum tam da buraya doðru dönüþtürülmek istenmektedir.
Bu durum ise kadýnlarýmýzý daha çok köleleþtirmek, cariyeleþtirmek, insan olma niteliðini ortadan kaldýrmaktýr.
Tüm bunlara karþýn seçenek vardýr ve bu seçenek Laik Cumhuriyet, halkçý ekonomi, çaðdaþ hukuk ve medeni kanundur.
Bu anlayýþla kadýný hor görmeyen, yaþamým bir paylaþým olduðunu bilen; ne erkeðin nede kadýnýn birbirinden üstün olmadýðýný gören; sevgiyi, muhabbeti öne çýkaran; kadýnýyla erkeðiyle bütünlük içinde eþitçe yaþamayý ilke edinen, üretimde ve tüketimde birlikte etkin olan bir toplumsal anlayýþýn tüm dünyada egemen olmasý hem kadýný ve hem de erkeði özgür kýlacaktýr.
Bu duygularla tüm kadýnlarýmýzýn Dünya Emekçi Kadýnlar Gününü kutluyorum.
Kadýný ve erkeði ile tüm toplumumuzun demokrasi, laik, özgür, barýþ ve dayanýþma içinde yaþamasýný dilerim.


4937
Mesaj Var
« 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580 581 582 583 584 585 586 587 588 589 590 591 592 593 594 595 596 597 598 599 600 601 602 603 604 605 606 607 608 609 610 611 612 613 614 615 616 617 618 619 620 621 622 623 624 625 626 627 628 629 630 631 632 633 634 635 636 637 638 639 640 641 642 643 644 645 646 647 648 649 650 651 652 653 654 655 656 657 658 659 660 661 662 663 664 665 666 667 668 669 670 671 672 673 674 675 676 677 678 679 680 681 682 683 684 685 686 687 688 689 690 691 692 693 694 695 696 697 698 699 700 701 702 703 704 705 706 707 708 709 710 711 712 713 714 715 716 717 718 719 720 721 722 723 724 725 726 727 728 729 730 731 732 733 734 735 736 737 738 739 740 741 742 743 744 745 746 747 748 749 750 751 752 753 754 755 756 757 758 759 760 761 762 763 764 765 766 767 768 769 770 771 772 773 774 775 776 777 778 779 780 781 782 783 784 785 786 787 788 789 790 791 792 793 794 795 796 797 798 799 800 801 802 803 804 805 806 807 808 809 810 811 812 813 814 815 816 817 818 819 820 821 822 823 824 825 826 827 828 829 830 831 832 833 834 835 836 837 838 839 840 841 842 843 844 845 846 847 848 849 850 851 852 853 854 855 856 857 858 859 860 861 862 863 864 865 866 867 868 869 870 871 872 873 874 875 876 877 878 879 880 881 882 883 884 885 886 887 888 889 890 891 892 893 894 895 896 897 898 899 900 901 902 903 904 905 906 907 908 909 910 911 912 913 914 915 916 917 918 919 920 921 922 923 924 925 926 927 928 929 930 931 932 933 934 935 936 937 938 939 940 941 942 943 944 945 946 947 948 949 950 951 952 953 954 955 956 957 958 959 960 961 962 963 964 965 966 967 968 969 970 971 972 973 974 975 976 977 978 979 980 981 982 983 984 985 986 987 988 »