Yeni Resimler
yeni2009 Dayanýþma Gecesi
Site Haberleri
Anasayfa
Haberler
Şiir
Sağlık
Tatil / Turizm
E- Devlet
Forum
Galeri
Linkler
SSS

Köy Resimleri


Dernek Toplantýsý


Köy Resimleri


Köy Resimleri


Ekim 2006 Ankara





Saturday, 20 April 2024
Anasayfa arrow Ziyaretçi Defteri

Ziyaretçi Defteri

Ziyaretçi Defterini imzala


cagdas    14 July 2006 13:11 |
BewertungBewertungBewertungBewertungBewertung
herkese selamlar.cengiz abi boluda maç yapacak mýyýz.ona göre tedarikli gelelim.cevabýný kýsa zamanda bekliyorum.herkese iyi günler.

cagdas    14 July 2006 13:11 |
BewertungBewertungBewertungBewertungBewertung
herkese selamlar.cengiz abi boluda maç yapacak mýyýz.ona göre tedarikli gelelim.cevabýný kýsa zamanda bekliyorum.herkese iyi günler.

Süleyman Zaman    14 July 2006 11:30 | Filistin Sorunu
BewertungBewertungBewertungBewertungBewertung

FÝLÝSTÝN VE YAÞANILANLAR

Tevrat’a göre Nuh’un üç oðlu bulunmaktadýr. Bunlar; Yafes, Sam ve Ham’dýr.
Tevrat dünyada ki tüm insanlarýn ve ýrklarýn bu üç kiþiden oluþtuðunu anlatýr.
Buna göre Yafes, beyaz ýrký; Sam, Araplar ve Ýbranileri ; Ham, Kuzey Afrikalýlarý oluþturmuþtur.
Konumuz açýsýndan bizi ilgilendiren “Sam” ve onun oluþturduðu “ýrk”lar oluþturmaktadýr.
Bugün Araplara ve Yahudilere “Sami” kökenli halklar denmesinin nedeni budur.
Sami halklar Araplar ve Ýbraniler (Yahudiler) kardeþ iki halktýr. Yüzyýllardýr ayný coðrafyada birlikte yaþamýþlardýr. Ama birbirleriyle hep savaþmýþlardýr.
Ýbraniler MÖ; 2000-1700 yýllarý arasýnda Kenan Ülkesi denilen ve bugün,Mýsýr, Filistin ve Suriye topraklarýný kapsayan bölgeye yerleþmiþlerdir. Kenan ismi “Kennani”den gelmektedir. Kennani Ýbrani’ce bir sözcük; tüccar anlamýna gelmektedir. Ýbraniler yarý göçebe bir topluluktu. Ýbraniler Hz. Musa’nýn yönetiminde 1220’lü yýllarda Mýsýr’dan ayrýlarak, Filistin topraklarýna yerleþtiler. Çoðu kez barýþla giremedikleri yerlere savaþarak girdiler. Ýbraniler bir çok halklarla savaþ yapmýþlardýr. Mýsýr, Asur, Babil, Pers imparatorluðu arasýnda büyüklü, küçüklü savaþlar sürekli varolmuþtur.
Kenanlýlar, MÖ:3.Bin yýlda Suriye ve Filistin topraklarýna yerleþmiþ olan Sami halklarýdýrlar. Kenanlýlar 2000’li yýllarda Ýbranilerin (Ýbrahim Peygamber’in soyundan gelen) ve Aramiler (Suriye bölgesine yerleþen Sami kökenli halk; bugünkü Suriye topraklarýnda MÖ 13. Yy. göçebe ve yarý göçebe bir hayat süren Aramiler MÖ 7. Yy. Asurlular tarafýndan varlýklarýna son verilmiþtir.
Filistinliler; Deniz haklarý olarak yaþayan ve bu halklarýn göçüyle oluþan ve Hint-Avrupa kavminden olan bu halk MÖ X11. yüzyýllarda Bugünkü Filistin bölgesine yerleþtiler. Zamanla burada yaþayan Sami haklara karýþtýlar .
Ýþte bu bölgede Hz. Ýbrahim’le (Abraham) baþlayan Hz.Musa’yla süren ve Hz. Davut’la belirlenen yerleþim alanlarý bugün dahi çözülebilmiþ deðildir. Hz. Ýbrahim Urfa bölgesinde doðduðu söylenir. Babil Hükümdarý
Nemrut’la anlaþamayan ve bu yüzden yandaþlarýyla Nemrut’a karþý ayaklanan Ýbrahim, daha sonra Asur topraklarýný terk etmek zorunda kalýr. Ýbrahim buradan Kenan bölgesine yerleþir. Kenan bölgesinde büyük bir kýtlýk yaþanýr. Bunun üzerine Ýbrahim Mýsýr’a göçer. Mýsýr’da da fazla kalamaz. Mýsýr’da da huzur yüzü bulamaz. Bunun üzerine Tanrý Ýbrahime seslenerek Kenan ellerine yeniden dönmesini buyurur. Kenan topraklarýnýn kendisine ve gelecek olan soyuna “vaat edildiðini “ bildirir.
Ýbrahim Kenan bölgesine geldiðinde 75 yaþýndadýr. Ama karýsý Sare’den çocuðu olmamaktadýr. Ýbrahim zengin bir insandýr. Cariyesi vardýr. Cariyesinin isimi Hacer’dir. Sare çocuðu olmadýðý için Ýbrahim’e Hatice ile evlenmesini ister. Ýbrahim gönüllü olmamakla birlikte bir çocukta istemektedir. Bu yüzden Hacer’le evlenmeyi kabul eder. Hacer’den bir oðlu olur. Adýný Ýsmail kor. Ýsmail büyür. Ama Sare bu durumu kýskanýr. Kendiside çocuk istemektedir. Ýbrahim 100 yaþýndayken Tanrý’sýna yalvarýr ve (Eðer bana bir çocuk verirsen o’nu sana kurban edeceðim der). Bunun üzerine Sare’den bir erkek çocuðu daha olur. Ýshak büyür. Ýbrahim Ýshak’ý söz verdiði için Tanrý’ya kurban etmek ister ama Tanrý buna izin vermez. Sare Ýsmail’i kýskanmaktadýr. Bunu üzerine Ýbrahim Ýsmail’i annesi Hacer ile birlikte bugünkü Suudi Arabistan’daki Merve ve Sefa daðlarýnýn eteklerine býrakýp geri döner.
Söylenceye göre Araplar Ýsmail’in soyundan, Yahudiler ise Ýshak’ýn soyundan gelmektedirler. Ýkisi de kardeþtirler. Ama bu kardeþ halklar toprak yününden birbirlerini boðazlamaktan çekinmemiþler ve bu kavga bugün dahi ayný þiddete devam etmektedir.
Ýbrahim kendisinden olan ve Ýsmail’in soyunun devamý sayýlan Araplara deðil; Ýshak’tan gelenlere bu topraklarý “vaat edilmiþ topraklar olarak” sunar.
Mýsýr’da dünyaya gelen ve Mýsýr’ýn Sina daðýnda Tanrý tarafýndan kendisine gönderilen “on emiri” alan Hz. Musa Peygamberliðini burada ilan eder. Musa Mýsýr’da baskýya ve zulme uðrayan Ýbranileri b,ir araya toplayýp onlara sahip çýktý. Ýbranilerin kimliklerini kazanmasýnda çok önemli bir rol oynadý. Ýbranilerin Mýsýr’dan çýkmasýna yardýmcý oldu.
Musa’dan sonra gelen Hz. Davut, Ýbranileri MÖ 12. veya 13. Yüzyýllarda “Vaat edilmiþ topraklar olan, Kenan ellerine (bugünkü Filistin, Suriye, Urfa, Kuveyt,Lübnan…;) yerleþtirdi. Ýbraniler veya Yahudiler buraya gelmeden önce burada Filistinliler yaþýyorlardý. Ýbraniler Kenan ülkelerini bölüm, bölüm istila etti. Ýþte o gün, bugündür bu “Vaat edilmiþ topraklar” bir türlü normalleþemedi. Yahudiler bu topraklarýn kendilerine Tanrý tarafýndan verildiðini ve bundan dolayý da bu topraklarýn Yahudiler için “Kutsal Topraklar” olduðunu belirtmektedirler.
Ayný düþünce Araplar ve Filistinliler içinde geçerlidir.
Bu topraklarda savaþ hiç bitmedi. Bir çok kez el deðiþtirdi. Bu bölgenin egemenliðine tarihsel süreçte Asurlular, Persler, Mýsýr’lýlar, Ýbraniler, Filistinliler, Romalýlar, Osmanlýlar belirli zamanlarda egemen oldular.Romalýlar MS 135 yýllarýnda Kenan ellerini ele geçirdi. Bu süre içinde bu topraklara Hýristiyanlar yerleþtiler. Yine MS 638 yýlýnda Araplar bu topraklarý yeniden ele geçirdiler. Bu bölgeye Haçlý seferleri sýrasýnda MS 1099- 1187 ve daha sonra 1229-1244 yýllarý arasýnda yeniden Hýristiyanlarýn egemen olduðunu görüyoruz. 1260 yýllarýnda bu topraklar bu kez Müslümanlarýn eline geçti. 1517 yýlýna kadar Memlükler egemen oldu. 1517-1917 tarihleri arasýnda ise Osmanlýlarýn bu topraklar
Üzerinde hakimiyet kurduklarý dönemdir. 1917 yýlýndan Osmanlýdan koparýlan Filistin topraklarý ve Kudüs 1922 yýlýnda Ýngilizlerin mandasýna verildi. 1948 yýlýnda Ýsrail Devletinin kurulmasýyla bu topraklar yeniden Yahudilerin egemenliðine verildi.
Görüldüðü gibi bu topraklar 3 büyük dinin kutsal saydýðý topraklardýr. Kudüs üç din (Yahudilik, Hýristiyanlýk ve Müslümanlýk) tarafýndan bölüþülemiyor. Yüzyýllardýr bu kutsal kent yüzünden büyük savaþlar veriliyor.
Bugün Kudüs’te bulunan “Aðlama Duvarý” (50 M Uzunluðunda,
18 m yüksekliðindedir) bugün Müslümanlarýn ibadet yeri olan Mescid-i Aksa ile Yahudilerin kutsal saydýklarý “Kudüs Tapýnaðý”ný kapsadýðýndan buranýn denetimini her iki tarafta ele geçirmek için uzun süre birbirleriyle mücadele ettiler.
Bu topraklarýn Roma Ýmparatorluðunun egemenliðine (MS 70-135’li yýllar) girmesiyle dünyanýn her tarafýna daðýlan Yahudiler uzun süre kendilerine yaþayacaklarý toprak bulamadýlar. Ýstedikleri Ulusal Devletlerini kuramadýlar.
Yahudiler kendilerine yerleþim alaný bulup, bir arada yaþamak için yüzyýllar mücadele verdiler. Dünyanýn her tarafýna yayýlan Yahudiler belirli zamanlarda bir araya gelip “Devlet Olma” düþlerini gerçekleþtirmenin yolunu, yöntemini bulmaya çalýþtýlar. Bu istek özellikle 1880’den sonra daha da hýz kazandý. Bu tarihlerde Rusya’da yasayan Yahudiler Rus Çarýnýn baskýsýndan kaçýp “kendileri için vaat edilmiþ olarak düþündükleri” Filistin topraklarýna yerleþtiler. Daha önceden bu topraklarda yaþayan Yahudilerle birlikte belirli bir çoðunluða ulaþtýlar. Dünyanýn farklý bölgelerinde yaþayan Yahudiler, bir bir Filistin topraklarýna gelip yerleþiyorlardý. Artýk “Devlet” olma düþünceleri daha çok gerçekleþmeye doðru yol alýyordu. Yahudiler toplantý üstüne toplantý yapýyor, dünya kamuoyunun dikkatlerini kendi üzerlerine çekmeyi baþarýyorlardý. Zaten Yahudiler çalýþkan, bilimde, felsefede, sanatta, sanayide ileri düzeye gelmiþ bireyleri vardý. Dünyayý etkileyecek Yahudiler bulunuyordu. Artýk bir çok yerde örgütlenen Yahudiler Siyonist örgütler kuruyorlardý. Siyonizm Kudüs’ün eski adý “Sion”dan gelmektedir. Sion Kudüs’te bir tepenin ismidir. Siyonizm’in amacý Yahudi Devleti kurmaktý. Yüzyýllardýr topraklarýna ve devletlerine kavuþmak isteyen Yahudiler devletlerini kurmak için “Siyonist” örgütlerini harekete geçirdiler.
1922’lerden sonra Ýngilizlerin egemenliðinde ki Filistin topraklarý, Yahudiler tarafýndan iþgal edildi. Naziler tarafýndan kýrýma uðrayan Yahudiler Filistin topraklarýna kaçtýlar. Araplar bu Yahudi nüfusundan rahatsýz olmaya baþlamýþlardý. Yahudilere karþý Araplarýn direniþleri baþladý.Ýþte o gün bugündür bu direniþ ve savaþ ara sýra kesintilerle bugüne kadar devam edip gelmektedir.
Yahudiler 1948 yýlýnda devletlerini kurmalarýyla “vaat edilmiþ topraklarýna” kavuþtular. Devletin adý Ýsrail’di. Ýsrail Yakup Peygamberin diðer adýdýr. Ýsrail (Tanrý’yla uðraþan) anlamýna gelmektedir.
Ýsrail devletinin kurulmasýyla birlikte Araplarla, Ýsrail arasýnda savaþ baþladý. Bu savaþta Araplar yenildi. Bu savaþ sonucunda Ýsrail topraklarýný daha da geniþletti. Filistinlilerin bir çoðu bu savaþ sonrasý komþu Arap ülkelerine sýðýndýlar. 1956, 1967,1973, 1979,1982-1983 ve sonrasý Arap-Ýsrail savaþlarý meydana geldi. Bu savaþlarýn hemen hepsini Ýsrail kazandý.
Bu topraklar ayný zamanda Filistinlilerin yaþadýklarý topraklardý. Yaklaþýk 3.500 yýldýr bu topraklarda yaþayan Arap Filistinliler, Ýsrailler tarafýndan kendi topraklarýndan kovuluyorlardý. Bu kabullenilecek bir olgu olamazdý. Ýþte bu nedenle komþu ülkelerde bulunan Filistinliler burada topraklarýný geri almak için örgütlendiler. 1964 yýlýnda Filistin Kurtuluþ Örgütü bu amaçla kuruldu. FKÖ, Filistin Halkýnýn tek temsilcisi oldu. 1989 yýlýnda örgütün baþýna Yaser Arafat getirildi. Yaser Arafat yýllarca bu savaþýmýn içinde yer aldý.
Ama bu bölgeye bir türlü barýþ gelmedi. Filistinliler kendi topraklarýndan uzak, sürgün hayatý yaþamaya mahkum edildi. Düzenli bir ordusu ve tam örgütlenmiþ bir devletleri bulunmamaktadýr. Ýsrail ise tam anlamýyla örgütlü ve düzenli ordusu bulunan, çaðdaþ araç ve gereçlere sahip bir ülkedir. Güçlü bir ordusu vardýr. Arkasýna da ABD’yi almýþtýr. ABD’nin Ortadoðu’da ki vurucu gücüdür. ABD Ýsrail’e, Ýsrail de ABD’ye çýkar amaçlý olarak destek vermektedir.
Bu savaþ haksýz, insafsýz, akýl ve mantýk dýþýdýr. Akýl ve mantýk dýþýdýr; çünkü üç bin yýldýr bu topraklarda yaþamýþ bir halký, zorba bir þekilde kovmak doðru deðildir. Çaðdaþ bir dünyada bunu kabullenmek çok zordur.
Bu savaþ haksýz bir savaþtýr. Çünkü Filistinlilerde kendi topraklarýna gelmek orada yaþamak istiyorlar. Baþka ülkelerde sýðýntý olarak kalmak istemiyorlar. Bu durumu en iyi anlayacak olan ise Yahudiler olmalýdýrlar. Çünkü onlar da yüzyýllar yaþadýklarý topraklarýn özlemiyle yanýp tutuþmuþlardýr. Nazilerin fýrýnlarýnda acýmasýzca yakýlan Yahudiler, çektikleri onca acýnýn hýrsýný, hýncýný Filistinlilerden çýkarmaya çalýþýyorlar. Bu insani midir?...!
Bu insafsýz bir savaþtýr. Çünkü Filistin çoluk-çocukla; taþ ve sopalarla düzenli ve güçlü bir orduya karþý direnmeye çalýþmaktadýr. Ýnsaf bunun neresinde. Kendi topraklarýnda huzursuz, korku, þiddet ve basýyla yaþayan onca insanlarýn günahý nedir. Ýsrail’in su ve elektrik saðlayan tesisleri de bombalanmasý bu insanlarý daha da çaresiz býrakmýþtýr. Ýnsanlýk bu kadar mý vahþileþti?!...
Bir ulus, bir topluluk yok edilmekte, ama etkili ve yetkili devletler ve dünya insanlýðý susmaktadýr. Ne acý!...
Oysa yapýlmasý gereken þey; Irkçý, þoven, benci yaklaþýmlardan uzaklaþýp her iki halkýn o topraklarda birbirini tanýyarak ortakça yurt edinmeleridir. Dünya insanlýðýnýn da bu konuda bu duruþa destek vermeleridir.
Ýsrail’in Emperyalist tutumu bu barýþ umudunu ortadan kaldýrmaktadýr. Amerika Birleþik Devletleri kendi projelerini gerçekleþtirmek (Ortadoðu Projesi….Vs.) için Ýsrail’i kullanýyor. Ýkisinin çýkarý bu projede birleþiyor. Arap halkýnýn geliþmesi, uluslaþmasý, uyanmasý bu yöntemle geriye itiliyor. Arap halkýna demokrasinin gelmesi geciktiriliyor.
Bu savaþýn amacý Ortadoðu’ya egemen olmadýr. ABD ve Ýsrail bunu petrol’ün kontrolü için yapýyorlar.
Buda bir çok insanýn , masum çocuklarýn, baðrý yanmýþ annelerin, çaresiz babalarýn her gün biraz daha artmasýný doðuruyor.
Yazýk!...
Bu savaþ dursun artýk…
Ey insanlýk nerdesiniz!...
Yitirdiniz mi insanlýðýnýzý!?...

14.07.2006


< br>




Süleyman Zaman    14 July 2006 11:30 | Filistin Sorunu
BewertungBewertungBewertungBewertungBewertung

FÝLÝSTÝN VE YAÞANILANLAR

Tevrat’a göre Nuh’un üç oðlu bulunmaktadýr. Bunlar; Yafes, Sam ve Ham’dýr.
Tevrat dünyada ki tüm insanlarýn ve ýrklarýn bu üç kiþiden oluþtuðunu anlatýr.
Buna göre Yafes, beyaz ýrký; Sam, Araplar ve Ýbranileri ; Ham, Kuzey Afrikalýlarý oluþturmuþtur.
Konumuz açýsýndan bizi ilgilendiren “Sam” ve onun oluþturduðu “ýrk”lar oluþturmaktadýr.
Bugün Araplara ve Yahudilere “Sami” kökenli halklar denmesinin nedeni budur.
Sami halklar Araplar ve Ýbraniler (Yahudiler) kardeþ iki halktýr. Yüzyýllardýr ayný coðrafyada birlikte yaþamýþlardýr. Ama birbirleriyle hep savaþmýþlardýr.
Ýbraniler MÖ; 2000-1700 yýllarý arasýnda Kenan Ülkesi denilen ve bugün,Mýsýr, Filistin ve Suriye topraklarýný kapsayan bölgeye yerleþmiþlerdir. Kenan ismi “Kennani”den gelmektedir. Kennani Ýbrani’ce bir sözcük; tüccar anlamýna gelmektedir. Ýbraniler yarý göçebe bir topluluktu. Ýbraniler Hz. Musa’nýn yönetiminde 1220’lü yýllarda Mýsýr’dan ayrýlarak, Filistin topraklarýna yerleþtiler. Çoðu kez barýþla giremedikleri yerlere savaþarak girdiler. Ýbraniler bir çok halklarla savaþ yapmýþlardýr. Mýsýr, Asur, Babil, Pers imparatorluðu arasýnda büyüklü, küçüklü savaþlar sürekli varolmuþtur.
Kenanlýlar, MÖ:3.Bin yýlda Suriye ve Filistin topraklarýna yerleþmiþ olan Sami halklarýdýrlar. Kenanlýlar 2000’li yýllarda Ýbranilerin (Ýbrahim Peygamber’in soyundan gelen) ve Aramiler (Suriye bölgesine yerleþen Sami kökenli halk; bugünkü Suriye topraklarýnda MÖ 13. Yy. göçebe ve yarý göçebe bir hayat süren Aramiler MÖ 7. Yy. Asurlular tarafýndan varlýklarýna son verilmiþtir.
Filistinliler; Deniz haklarý olarak yaþayan ve bu halklarýn göçüyle oluþan ve Hint-Avrupa kavminden olan bu halk MÖ X11. yüzyýllarda Bugünkü Filistin bölgesine yerleþtiler. Zamanla burada yaþayan Sami haklara karýþtýlar .
Ýþte bu bölgede Hz. Ýbrahim’le (Abraham) baþlayan Hz.Musa’yla süren ve Hz. Davut’la belirlenen yerleþim alanlarý bugün dahi çözülebilmiþ deðildir. Hz. Ýbrahim Urfa bölgesinde doðduðu söylenir. Babil Hükümdarý
Nemrut’la anlaþamayan ve bu yüzden yandaþlarýyla Nemrut’a karþý ayaklanan Ýbrahim, daha sonra Asur topraklarýný terk etmek zorunda kalýr. Ýbrahim buradan Kenan bölgesine yerleþir. Kenan bölgesinde büyük bir kýtlýk yaþanýr. Bunun üzerine Ýbrahim Mýsýr’a göçer. Mýsýr’da da fazla kalamaz. Mýsýr’da da huzur yüzü bulamaz. Bunun üzerine Tanrý Ýbrahime seslenerek Kenan ellerine yeniden dönmesini buyurur. Kenan topraklarýnýn kendisine ve gelecek olan soyuna “vaat edildiðini “ bildirir.
Ýbrahim Kenan bölgesine geldiðinde 75 yaþýndadýr. Ama karýsý Sare’den çocuðu olmamaktadýr. Ýbrahim zengin bir insandýr. Cariyesi vardýr. Cariyesinin isimi Hacer’dir. Sare çocuðu olmadýðý için Ýbrahim’e Hatice ile evlenmesini ister. Ýbrahim gönüllü olmamakla birlikte bir çocukta istemektedir. Bu yüzden Hacer’le evlenmeyi kabul eder. Hacer’den bir oðlu olur. Adýný Ýsmail kor. Ýsmail büyür. Ama Sare bu durumu kýskanýr. Kendiside çocuk istemektedir. Ýbrahim 100 yaþýndayken Tanrý’sýna yalvarýr ve (Eðer bana bir çocuk verirsen o’nu sana kurban edeceðim der). Bunun üzerine Sare’den bir erkek çocuðu daha olur. Ýshak büyür. Ýbrahim Ýshak’ý söz verdiði için Tanrý’ya kurban etmek ister ama Tanrý buna izin vermez. Sare Ýsmail’i kýskanmaktadýr. Bunu üzerine Ýbrahim Ýsmail’i annesi Hacer ile birlikte bugünkü Suudi Arabistan’daki Merve ve Sefa daðlarýnýn eteklerine býrakýp geri döner.
Söylenceye göre Araplar Ýsmail’in soyundan, Yahudiler ise Ýshak’ýn soyundan gelmektedirler. Ýkisi de kardeþtirler. Ama bu kardeþ halklar toprak yününden birbirlerini boðazlamaktan çekinmemiþler ve bu kavga bugün dahi ayný þiddete devam etmektedir.
Ýbrahim kendisinden olan ve Ýsmail’in soyunun devamý sayýlan Araplara deðil; Ýshak’tan gelenlere bu topraklarý “vaat edilmiþ topraklar olarak” sunar.
Mýsýr’da dünyaya gelen ve Mýsýr’ýn Sina daðýnda Tanrý tarafýndan kendisine gönderilen “on emiri” alan Hz. Musa Peygamberliðini burada ilan eder. Musa Mýsýr’da baskýya ve zulme uðrayan Ýbranileri b,ir araya toplayýp onlara sahip çýktý. Ýbranilerin kimliklerini kazanmasýnda çok önemli bir rol oynadý. Ýbranilerin Mýsýr’dan çýkmasýna yardýmcý oldu.
Musa’dan sonra gelen Hz. Davut, Ýbranileri MÖ 12. veya 13. Yüzyýllarda “Vaat edilmiþ topraklar olan, Kenan ellerine (bugünkü Filistin, Suriye, Urfa, Kuveyt,Lübnan…;) yerleþtirdi. Ýbraniler veya Yahudiler buraya gelmeden önce burada Filistinliler yaþýyorlardý. Ýbraniler Kenan ülkelerini bölüm, bölüm istila etti. Ýþte o gün, bugündür bu “Vaat edilmiþ topraklar” bir türlü normalleþemedi. Yahudiler bu topraklarýn kendilerine Tanrý tarafýndan verildiðini ve bundan dolayý da bu topraklarýn Yahudiler için “Kutsal Topraklar” olduðunu belirtmektedirler.
Ayný düþünce Araplar ve Filistinliler içinde geçerlidir.
Bu topraklarda savaþ hiç bitmedi. Bir çok kez el deðiþtirdi. Bu bölgenin egemenliðine tarihsel süreçte Asurlular, Persler, Mýsýr’lýlar, Ýbraniler, Filistinliler, Romalýlar, Osmanlýlar belirli zamanlarda egemen oldular.Romalýlar MS 135 yýllarýnda Kenan ellerini ele geçirdi. Bu süre içinde bu topraklara Hýristiyanlar yerleþtiler. Yine MS 638 yýlýnda Araplar bu topraklarý yeniden ele geçirdiler. Bu bölgeye Haçlý seferleri sýrasýnda MS 1099- 1187 ve daha sonra 1229-1244 yýllarý arasýnda yeniden Hýristiyanlarýn egemen olduðunu görüyoruz. 1260 yýllarýnda bu topraklar bu kez Müslümanlarýn eline geçti. 1517 yýlýna kadar Memlükler egemen oldu. 1517-1917 tarihleri arasýnda ise Osmanlýlarýn bu topraklar
Üzerinde hakimiyet kurduklarý dönemdir. 1917 yýlýndan Osmanlýdan koparýlan Filistin topraklarý ve Kudüs 1922 yýlýnda Ýngilizlerin mandasýna verildi. 1948 yýlýnda Ýsrail Devletinin kurulmasýyla bu topraklar yeniden Yahudilerin egemenliðine verildi.
Görüldüðü gibi bu topraklar 3 büyük dinin kutsal saydýðý topraklardýr. Kudüs üç din (Yahudilik, Hýristiyanlýk ve Müslümanlýk) tarafýndan bölüþülemiyor. Yüzyýllardýr bu kutsal kent yüzünden büyük savaþlar veriliyor.
Bugün Kudüs’te bulunan “Aðlama Duvarý” (50 M Uzunluðunda,
18 m yüksekliðindedir) bugün Müslümanlarýn ibadet yeri olan Mescid-i Aksa ile Yahudilerin kutsal saydýklarý “Kudüs Tapýnaðý”ný kapsadýðýndan buranýn denetimini her iki tarafta ele geçirmek için uzun süre birbirleriyle mücadele ettiler.
Bu topraklarýn Roma Ýmparatorluðunun egemenliðine (MS 70-135’li yýllar) girmesiyle dünyanýn her tarafýna daðýlan Yahudiler uzun süre kendilerine yaþayacaklarý toprak bulamadýlar. Ýstedikleri Ulusal Devletlerini kuramadýlar.
Yahudiler kendilerine yerleþim alaný bulup, bir arada yaþamak için yüzyýllar mücadele verdiler. Dünyanýn her tarafýna yayýlan Yahudiler belirli zamanlarda bir araya gelip “Devlet Olma” düþlerini gerçekleþtirmenin yolunu, yöntemini bulmaya çalýþtýlar. Bu istek özellikle 1880’den sonra daha da hýz kazandý. Bu tarihlerde Rusya’da yasayan Yahudiler Rus Çarýnýn baskýsýndan kaçýp “kendileri için vaat edilmiþ olarak düþündükleri” Filistin topraklarýna yerleþtiler. Daha önceden bu topraklarda yaþayan Yahudilerle birlikte belirli bir çoðunluða ulaþtýlar. Dünyanýn farklý bölgelerinde yaþayan Yahudiler, bir bir Filistin topraklarýna gelip yerleþiyorlardý. Artýk “Devlet” olma düþünceleri daha çok gerçekleþmeye doðru yol alýyordu. Yahudiler toplantý üstüne toplantý yapýyor, dünya kamuoyunun dikkatlerini kendi üzerlerine çekmeyi baþarýyorlardý. Zaten Yahudiler çalýþkan, bilimde, felsefede, sanatta, sanayide ileri düzeye gelmiþ bireyleri vardý. Dünyayý etkileyecek Yahudiler bulunuyordu. Artýk bir çok yerde örgütlenen Yahudiler Siyonist örgütler kuruyorlardý. Siyonizm Kudüs’ün eski adý “Sion”dan gelmektedir. Sion Kudüs’te bir tepenin ismidir. Siyonizm’in amacý Yahudi Devleti kurmaktý. Yüzyýllardýr topraklarýna ve devletlerine kavuþmak isteyen Yahudiler devletlerini kurmak için “Siyonist” örgütlerini harekete geçirdiler.
1922’lerden sonra Ýngilizlerin egemenliðinde ki Filistin topraklarý, Yahudiler tarafýndan iþgal edildi. Naziler tarafýndan kýrýma uðrayan Yahudiler Filistin topraklarýna kaçtýlar. Araplar bu Yahudi nüfusundan rahatsýz olmaya baþlamýþlardý. Yahudilere karþý Araplarýn direniþleri baþladý.Ýþte o gün bugündür bu direniþ ve savaþ ara sýra kesintilerle bugüne kadar devam edip gelmektedir.
Yahudiler 1948 yýlýnda devletlerini kurmalarýyla “vaat edilmiþ topraklarýna” kavuþtular. Devletin adý Ýsrail’di. Ýsrail Yakup Peygamberin diðer adýdýr. Ýsrail (Tanrý’yla uðraþan) anlamýna gelmektedir.
Ýsrail devletinin kurulmasýyla birlikte Araplarla, Ýsrail arasýnda savaþ baþladý. Bu savaþta Araplar yenildi. Bu savaþ sonucunda Ýsrail topraklarýný daha da geniþletti. Filistinlilerin bir çoðu bu savaþ sonrasý komþu Arap ülkelerine sýðýndýlar. 1956, 1967,1973, 1979,1982-1983 ve sonrasý Arap-Ýsrail savaþlarý meydana geldi. Bu savaþlarýn hemen hepsini Ýsrail kazandý.
Bu topraklar ayný zamanda Filistinlilerin yaþadýklarý topraklardý. Yaklaþýk 3.500 yýldýr bu topraklarda yaþayan Arap Filistinliler, Ýsrailler tarafýndan kendi topraklarýndan kovuluyorlardý. Bu kabullenilecek bir olgu olamazdý. Ýþte bu nedenle komþu ülkelerde bulunan Filistinliler burada topraklarýný geri almak için örgütlendiler. 1964 yýlýnda Filistin Kurtuluþ Örgütü bu amaçla kuruldu. FKÖ, Filistin Halkýnýn tek temsilcisi oldu. 1989 yýlýnda örgütün baþýna Yaser Arafat getirildi. Yaser Arafat yýllarca bu savaþýmýn içinde yer aldý.
Ama bu bölgeye bir türlü barýþ gelmedi. Filistinliler kendi topraklarýndan uzak, sürgün hayatý yaþamaya mahkum edildi. Düzenli bir ordusu ve tam örgütlenmiþ bir devletleri bulunmamaktadýr. Ýsrail ise tam anlamýyla örgütlü ve düzenli ordusu bulunan, çaðdaþ araç ve gereçlere sahip bir ülkedir. Güçlü bir ordusu vardýr. Arkasýna da ABD’yi almýþtýr. ABD’nin Ortadoðu’da ki vurucu gücüdür. ABD Ýsrail’e, Ýsrail de ABD’ye çýkar amaçlý olarak destek vermektedir.
Bu savaþ haksýz, insafsýz, akýl ve mantýk dýþýdýr. Akýl ve mantýk dýþýdýr; çünkü üç bin yýldýr bu topraklarda yaþamýþ bir halký, zorba bir þekilde kovmak doðru deðildir. Çaðdaþ bir dünyada bunu kabullenmek çok zordur.
Bu savaþ haksýz bir savaþtýr. Çünkü Filistinlilerde kendi topraklarýna gelmek orada yaþamak istiyorlar. Baþka ülkelerde sýðýntý olarak kalmak istemiyorlar. Bu durumu en iyi anlayacak olan ise Yahudiler olmalýdýrlar. Çünkü onlar da yüzyýllar yaþadýklarý topraklarýn özlemiyle yanýp tutuþmuþlardýr. Nazilerin fýrýnlarýnda acýmasýzca yakýlan Yahudiler, çektikleri onca acýnýn hýrsýný, hýncýný Filistinlilerden çýkarmaya çalýþýyorlar. Bu insani midir?...!
Bu insafsýz bir savaþtýr. Çünkü Filistin çoluk-çocukla; taþ ve sopalarla düzenli ve güçlü bir orduya karþý direnmeye çalýþmaktadýr. Ýnsaf bunun neresinde. Kendi topraklarýnda huzursuz, korku, þiddet ve basýyla yaþayan onca insanlarýn günahý nedir. Ýsrail’in su ve elektrik saðlayan tesisleri de bombalanmasý bu insanlarý daha da çaresiz býrakmýþtýr. Ýnsanlýk bu kadar mý vahþileþti?!...
Bir ulus, bir topluluk yok edilmekte, ama etkili ve yetkili devletler ve dünya insanlýðý susmaktadýr. Ne acý!...
Oysa yapýlmasý gereken þey; Irkçý, þoven, benci yaklaþýmlardan uzaklaþýp her iki halkýn o topraklarda birbirini tanýyarak ortakça yurt edinmeleridir. Dünya insanlýðýnýn da bu konuda bu duruþa destek vermeleridir.
Ýsrail’in Emperyalist tutumu bu barýþ umudunu ortadan kaldýrmaktadýr. Amerika Birleþik Devletleri kendi projelerini gerçekleþtirmek (Ortadoðu Projesi….Vs.) için Ýsrail’i kullanýyor. Ýkisinin çýkarý bu projede birleþiyor. Arap halkýnýn geliþmesi, uluslaþmasý, uyanmasý bu yöntemle geriye itiliyor. Arap halkýna demokrasinin gelmesi geciktiriliyor.
Bu savaþýn amacý Ortadoðu’ya egemen olmadýr. ABD ve Ýsrail bunu petrol’ün kontrolü için yapýyorlar.
Buda bir çok insanýn , masum çocuklarýn, baðrý yanmýþ annelerin, çaresiz babalarýn her gün biraz daha artmasýný doðuruyor.
Yazýk!...
Bu savaþ dursun artýk…
Ey insanlýk nerdesiniz!...
Yitirdiniz mi insanlýðýnýzý!?...

14.07.2006


< br>




Süleyman Zaman    14 July 2006 11:30 | Filistin Sorunu
BewertungBewertungBewertungBewertungBewertung

FÝLÝSTÝN VE YAÞANILANLAR

Tevrat’a göre Nuh’un üç oðlu bulunmaktadýr. Bunlar; Yafes, Sam ve Ham’dýr.
Tevrat dünyada ki tüm insanlarýn ve ýrklarýn bu üç kiþiden oluþtuðunu anlatýr.
Buna göre Yafes, beyaz ýrký; Sam, Araplar ve Ýbranileri ; Ham, Kuzey Afrikalýlarý oluþturmuþtur.
Konumuz açýsýndan bizi ilgilendiren “Sam” ve onun oluþturduðu “ýrk”lar oluþturmaktadýr.
Bugün Araplara ve Yahudilere “Sami” kökenli halklar denmesinin nedeni budur.
Sami halklar Araplar ve Ýbraniler (Yahudiler) kardeþ iki halktýr. Yüzyýllardýr ayný coðrafyada birlikte yaþamýþlardýr. Ama birbirleriyle hep savaþmýþlardýr.
Ýbraniler MÖ; 2000-1700 yýllarý arasýnda Kenan Ülkesi denilen ve bugün,Mýsýr, Filistin ve Suriye topraklarýný kapsayan bölgeye yerleþmiþlerdir. Kenan ismi “Kennani”den gelmektedir. Kennani Ýbrani’ce bir sözcük; tüccar anlamýna gelmektedir. Ýbraniler yarý göçebe bir topluluktu. Ýbraniler Hz. Musa’nýn yönetiminde 1220’lü yýllarda Mýsýr’dan ayrýlarak, Filistin topraklarýna yerleþtiler. Çoðu kez barýþla giremedikleri yerlere savaþarak girdiler. Ýbraniler bir çok halklarla savaþ yapmýþlardýr. Mýsýr, Asur, Babil, Pers imparatorluðu arasýnda büyüklü, küçüklü savaþlar sürekli varolmuþtur.
Kenanlýlar, MÖ:3.Bin yýlda Suriye ve Filistin topraklarýna yerleþmiþ olan Sami halklarýdýrlar. Kenanlýlar 2000’li yýllarda Ýbranilerin (Ýbrahim Peygamber’in soyundan gelen) ve Aramiler (Suriye bölgesine yerleþen Sami kökenli halk; bugünkü Suriye topraklarýnda MÖ 13. Yy. göçebe ve yarý göçebe bir hayat süren Aramiler MÖ 7. Yy. Asurlular tarafýndan varlýklarýna son verilmiþtir.
Filistinliler; Deniz haklarý olarak yaþayan ve bu halklarýn göçüyle oluþan ve Hint-Avrupa kavminden olan bu halk MÖ X11. yüzyýllarda Bugünkü Filistin bölgesine yerleþtiler. Zamanla burada yaþayan Sami haklara karýþtýlar .
Ýþte bu bölgede Hz. Ýbrahim’le (Abraham) baþlayan Hz.Musa’yla süren ve Hz. Davut’la belirlenen yerleþim alanlarý bugün dahi çözülebilmiþ deðildir. Hz. Ýbrahim Urfa bölgesinde doðduðu söylenir. Babil Hükümdarý
Nemrut’la anlaþamayan ve bu yüzden yandaþlarýyla Nemrut’a karþý ayaklanan Ýbrahim, daha sonra Asur topraklarýný terk etmek zorunda kalýr. Ýbrahim buradan Kenan bölgesine yerleþir. Kenan bölgesinde büyük bir kýtlýk yaþanýr. Bunun üzerine Ýbrahim Mýsýr’a göçer. Mýsýr’da da fazla kalamaz. Mýsýr’da da huzur yüzü bulamaz. Bunun üzerine Tanrý Ýbrahime seslenerek Kenan ellerine yeniden dönmesini buyurur. Kenan topraklarýnýn kendisine ve gelecek olan soyuna “vaat edildiðini “ bildirir.
Ýbrahim Kenan bölgesine geldiðinde 75 yaþýndadýr. Ama karýsý Sare’den çocuðu olmamaktadýr. Ýbrahim zengin bir insandýr. Cariyesi vardýr. Cariyesinin isimi Hacer’dir. Sare çocuðu olmadýðý için Ýbrahim’e Hatice ile evlenmesini ister. Ýbrahim gönüllü olmamakla birlikte bir çocukta istemektedir. Bu yüzden Hacer’le evlenmeyi kabul eder. Hacer’den bir oðlu olur. Adýný Ýsmail kor. Ýsmail büyür. Ama Sare bu durumu kýskanýr. Kendiside çocuk istemektedir. Ýbrahim 100 yaþýndayken Tanrý’sýna yalvarýr ve (Eðer bana bir çocuk verirsen o’nu sana kurban edeceðim der). Bunun üzerine Sare’den bir erkek çocuðu daha olur. Ýshak büyür. Ýbrahim Ýshak’ý söz verdiði için Tanrý’ya kurban etmek ister ama Tanrý buna izin vermez. Sare Ýsmail’i kýskanmaktadýr. Bunu üzerine Ýbrahim Ýsmail’i annesi Hacer ile birlikte bugünkü Suudi Arabistan’daki Merve ve Sefa daðlarýnýn eteklerine býrakýp geri döner.
Söylenceye göre Araplar Ýsmail’in soyundan, Yahudiler ise Ýshak’ýn soyundan gelmektedirler. Ýkisi de kardeþtirler. Ama bu kardeþ halklar toprak yününden birbirlerini boðazlamaktan çekinmemiþler ve bu kavga bugün dahi ayný þiddete devam etmektedir.
Ýbrahim kendisinden olan ve Ýsmail’in soyunun devamý sayýlan Araplara deðil; Ýshak’tan gelenlere bu topraklarý “vaat edilmiþ topraklar olarak” sunar.
Mýsýr’da dünyaya gelen ve Mýsýr’ýn Sina daðýnda Tanrý tarafýndan kendisine gönderilen “on emiri” alan Hz. Musa Peygamberliðini burada ilan eder. Musa Mýsýr’da baskýya ve zulme uðrayan Ýbranileri b,ir araya toplayýp onlara sahip çýktý. Ýbranilerin kimliklerini kazanmasýnda çok önemli bir rol oynadý. Ýbranilerin Mýsýr’dan çýkmasýna yardýmcý oldu.
Musa’dan sonra gelen Hz. Davut, Ýbranileri MÖ 12. veya 13. Yüzyýllarda “Vaat edilmiþ topraklar olan, Kenan ellerine (bugünkü Filistin, Suriye, Urfa, Kuveyt,Lübnan…;) yerleþtirdi. Ýbraniler veya Yahudiler buraya gelmeden önce burada Filistinliler yaþýyorlardý. Ýbraniler Kenan ülkelerini bölüm, bölüm istila etti. Ýþte o gün, bugündür bu “Vaat edilmiþ topraklar” bir türlü normalleþemedi. Yahudiler bu topraklarýn kendilerine Tanrý tarafýndan verildiðini ve bundan dolayý da bu topraklarýn Yahudiler için “Kutsal Topraklar” olduðunu belirtmektedirler.
Ayný düþünce Araplar ve Filistinliler içinde geçerlidir.
Bu topraklarda savaþ hiç bitmedi. Bir çok kez el deðiþtirdi. Bu bölgenin egemenliðine tarihsel süreçte Asurlular, Persler, Mýsýr’lýlar, Ýbraniler, Filistinliler, Romalýlar, Osmanlýlar belirli zamanlarda egemen oldular.Romalýlar MS 135 yýllarýnda Kenan ellerini ele geçirdi. Bu süre içinde bu topraklara Hýristiyanlar yerleþtiler. Yine MS 638 yýlýnda Araplar bu topraklarý yeniden ele geçirdiler. Bu bölgeye Haçlý seferleri sýrasýnda MS 1099- 1187 ve daha sonra 1229-1244 yýllarý arasýnda yeniden Hýristiyanlarýn egemen olduðunu görüyoruz. 1260 yýllarýnda bu topraklar bu kez Müslümanlarýn eline geçti. 1517 yýlýna kadar Memlükler egemen oldu. 1517-1917 tarihleri arasýnda ise Osmanlýlarýn bu topraklar
Üzerinde hakimiyet kurduklarý dönemdir. 1917 yýlýndan Osmanlýdan koparýlan Filistin topraklarý ve Kudüs 1922 yýlýnda Ýngilizlerin mandasýna verildi. 1948 yýlýnda Ýsrail Devletinin kurulmasýyla bu topraklar yeniden Yahudilerin egemenliðine verildi.
Görüldüðü gibi bu topraklar 3 büyük dinin kutsal saydýðý topraklardýr. Kudüs üç din (Yahudilik, Hýristiyanlýk ve Müslümanlýk) tarafýndan bölüþülemiyor. Yüzyýllardýr bu kutsal kent yüzünden büyük savaþlar veriliyor.
Bugün Kudüs’te bulunan “Aðlama Duvarý” (50 M Uzunluðunda,
18 m yüksekliðindedir) bugün Müslümanlarýn ibadet yeri olan Mescid-i Aksa ile Yahudilerin kutsal saydýklarý “Kudüs Tapýnaðý”ný kapsadýðýndan buranýn denetimini her iki tarafta ele geçirmek için uzun süre birbirleriyle mücadele ettiler.
Bu topraklarýn Roma Ýmparatorluðunun egemenliðine (MS 70-135’li yýllar) girmesiyle dünyanýn her tarafýna daðýlan Yahudiler uzun süre kendilerine yaþayacaklarý toprak bulamadýlar. Ýstedikleri Ulusal Devletlerini kuramadýlar.
Yahudiler kendilerine yerleþim alaný bulup, bir arada yaþamak için yüzyýllar mücadele verdiler. Dünyanýn her tarafýna yayýlan Yahudiler belirli zamanlarda bir araya gelip “Devlet Olma” düþlerini gerçekleþtirmenin yolunu, yöntemini bulmaya çalýþtýlar. Bu istek özellikle 1880’den sonra daha da hýz kazandý. Bu tarihlerde Rusya’da yasayan Yahudiler Rus Çarýnýn baskýsýndan kaçýp “kendileri için vaat edilmiþ olarak düþündükleri” Filistin topraklarýna yerleþtiler. Daha önceden bu topraklarda yaþayan Yahudilerle birlikte belirli bir çoðunluða ulaþtýlar. Dünyanýn farklý bölgelerinde yaþayan Yahudiler, bir bir Filistin topraklarýna gelip yerleþiyorlardý. Artýk “Devlet” olma düþünceleri daha çok gerçekleþmeye doðru yol alýyordu. Yahudiler toplantý üstüne toplantý yapýyor, dünya kamuoyunun dikkatlerini kendi üzerlerine çekmeyi baþarýyorlardý. Zaten Yahudiler çalýþkan, bilimde, felsefede, sanatta, sanayide ileri düzeye gelmiþ bireyleri vardý. Dünyayý etkileyecek Yahudiler bulunuyordu. Artýk bir çok yerde örgütlenen Yahudiler Siyonist örgütler kuruyorlardý. Siyonizm Kudüs’ün eski adý “Sion”dan gelmektedir. Sion Kudüs’te bir tepenin ismidir. Siyonizm’in amacý Yahudi Devleti kurmaktý. Yüzyýllardýr topraklarýna ve devletlerine kavuþmak isteyen Yahudiler devletlerini kurmak için “Siyonist” örgütlerini harekete geçirdiler.
1922’lerden sonra Ýngilizlerin egemenliðinde ki Filistin topraklarý, Yahudiler tarafýndan iþgal edildi. Naziler tarafýndan kýrýma uðrayan Yahudiler Filistin topraklarýna kaçtýlar. Araplar bu Yahudi nüfusundan rahatsýz olmaya baþlamýþlardý. Yahudilere karþý Araplarýn direniþleri baþladý.Ýþte o gün bugündür bu direniþ ve savaþ ara sýra kesintilerle bugüne kadar devam edip gelmektedir.
Yahudiler 1948 yýlýnda devletlerini kurmalarýyla “vaat edilmiþ topraklarýna” kavuþtular. Devletin adý Ýsrail’di. Ýsrail Yakup Peygamberin diðer adýdýr. Ýsrail (Tanrý’yla uðraþan) anlamýna gelmektedir.
Ýsrail devletinin kurulmasýyla birlikte Araplarla, Ýsrail arasýnda savaþ baþladý. Bu savaþta Araplar yenildi. Bu savaþ sonucunda Ýsrail topraklarýný daha da geniþletti. Filistinlilerin bir çoðu bu savaþ sonrasý komþu Arap ülkelerine sýðýndýlar. 1956, 1967,1973, 1979,1982-1983 ve sonrasý Arap-Ýsrail savaþlarý meydana geldi. Bu savaþlarýn hemen hepsini Ýsrail kazandý.
Bu topraklar ayný zamanda Filistinlilerin yaþadýklarý topraklardý. Yaklaþýk 3.500 yýldýr bu topraklarda yaþayan Arap Filistinliler, Ýsrailler tarafýndan kendi topraklarýndan kovuluyorlardý. Bu kabullenilecek bir olgu olamazdý. Ýþte bu nedenle komþu ülkelerde bulunan Filistinliler burada topraklarýný geri almak için örgütlendiler. 1964 yýlýnda Filistin Kurtuluþ Örgütü bu amaçla kuruldu. FKÖ, Filistin Halkýnýn tek temsilcisi oldu. 1989 yýlýnda örgütün baþýna Yaser Arafat getirildi. Yaser Arafat yýllarca bu savaþýmýn içinde yer aldý.
Ama bu bölgeye bir türlü barýþ gelmedi. Filistinliler kendi topraklarýndan uzak, sürgün hayatý yaþamaya mahkum edildi. Düzenli bir ordusu ve tam örgütlenmiþ bir devletleri bulunmamaktadýr. Ýsrail ise tam anlamýyla örgütlü ve düzenli ordusu bulunan, çaðdaþ araç ve gereçlere sahip bir ülkedir. Güçlü bir ordusu vardýr. Arkasýna da ABD’yi almýþtýr. ABD’nin Ortadoðu’da ki vurucu gücüdür. ABD Ýsrail’e, Ýsrail de ABD’ye çýkar amaçlý olarak destek vermektedir.
Bu savaþ haksýz, insafsýz, akýl ve mantýk dýþýdýr. Akýl ve mantýk dýþýdýr; çünkü üç bin yýldýr bu topraklarda yaþamýþ bir halký, zorba bir þekilde kovmak doðru deðildir. Çaðdaþ bir dünyada bunu kabullenmek çok zordur.
Bu savaþ haksýz bir savaþtýr. Çünkü Filistinlilerde kendi topraklarýna gelmek orada yaþamak istiyorlar. Baþka ülkelerde sýðýntý olarak kalmak istemiyorlar. Bu durumu en iyi anlayacak olan ise Yahudiler olmalýdýrlar. Çünkü onlar da yüzyýllar yaþadýklarý topraklarýn özlemiyle yanýp tutuþmuþlardýr. Nazilerin fýrýnlarýnda acýmasýzca yakýlan Yahudiler, çektikleri onca acýnýn hýrsýný, hýncýný Filistinlilerden çýkarmaya çalýþýyorlar. Bu insani midir?...!
Bu insafsýz bir savaþtýr. Çünkü Filistin çoluk-çocukla; taþ ve sopalarla düzenli ve güçlü bir orduya karþý direnmeye çalýþmaktadýr. Ýnsaf bunun neresinde. Kendi topraklarýnda huzursuz, korku, þiddet ve basýyla yaþayan onca insanlarýn günahý nedir. Ýsrail’in su ve elektrik saðlayan tesisleri de bombalanmasý bu insanlarý daha da çaresiz býrakmýþtýr. Ýnsanlýk bu kadar mý vahþileþti?!...
Bir ulus, bir topluluk yok edilmekte, ama etkili ve yetkili devletler ve dünya insanlýðý susmaktadýr. Ne acý!...
Oysa yapýlmasý gereken þey; Irkçý, þoven, benci yaklaþýmlardan uzaklaþýp her iki halkýn o topraklarda birbirini tanýyarak ortakça yurt edinmeleridir. Dünya insanlýðýnýn da bu konuda bu duruþa destek vermeleridir.
Ýsrail’in Emperyalist tutumu bu barýþ umudunu ortadan kaldýrmaktadýr. Amerika Birleþik Devletleri kendi projelerini gerçekleþtirmek (Ortadoðu Projesi….Vs.) için Ýsrail’i kullanýyor. Ýkisinin çýkarý bu projede birleþiyor. Arap halkýnýn geliþmesi, uluslaþmasý, uyanmasý bu yöntemle geriye itiliyor. Arap halkýna demokrasinin gelmesi geciktiriliyor.
Bu savaþýn amacý Ortadoðu’ya egemen olmadýr. ABD ve Ýsrail bunu petrol’ün kontrolü için yapýyorlar.
Buda bir çok insanýn , masum çocuklarýn, baðrý yanmýþ annelerin, çaresiz babalarýn her gün biraz daha artmasýný doðuruyor.
Yazýk!...
Bu savaþ dursun artýk…
Ey insanlýk nerdesiniz!...
Yitirdiniz mi insanlýðýnýzý!?...

14.07.2006


< br>





4937
Mesaj Var
« 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580 581 582 583 584 585 586 587 588 589 590 591 592 593 594 595 596 597 598 599 600 601 602 603 604 605 606 607 608 609 610 611 612 613 614 615 616 617 618 619 620 621 622 623 624 625 626 627 628 629 630 631 632 633 634 635 636 637 638 639 640 641 642 643 644 645 646 647 648 649 650 651 652 653 654 655 656 657 658 659 660 661 662 663 664 665 666 667 668 669 670 671 672 673 674 675 676 677 678 679 680 681 682 683 684 685 686 687 688 689 690 691 692 693 694 695 696 697 698 699 700 701 702 703 704 705 706 707 708 709 710 711 712 713 714 715 716 717 718 719 720 721 722 723 724 725 726 727 728 729 730 731 732 733 734 735 736 737 738 739 740 741 742 743 744 745 746 747 748 749 750 751 752 753 754 755 756 757 758 759 760 761 762 763 764 765 766 767 768 769 770 771 772 773 774 775 776 777 778 779 780 781 782 783 784 785 786 787 788 789 790 791 792 793 794 795 796 797 798 799 800 801 802 803 804 805 806 807 808 809 810 811 812 813 814 815 816 817 818 819 820 821 822 823 824 825 826 827 828 829 830 831 832 833 834 835 836 837 838 839 840 841 842 843 844 845 846 847 848 849 850 851 852 853 854 855 856 857 858 859 860 861 862 863 864 865 866 867 868 869 870 871 872 873 874 875 876 877 878 879 880 881 882 883 884 885 886 887 888 889 890 891 892 893 894 895 896 897 898 899 900 901 902 903 904 905 906 907 908 909 910 911 912 913 914 915 916 917 918 919 920 921 922 923 924 925 926 927 928 929 930 931 932 933 934 935 936 937 938 939 940 941 942 943 944 945 946 947 948 949 950 951 952 953 954 955 956 957 958 959 960 961 962 963 964 965 966 967 968 969 970 971 972 973 974 975 976 977 978 979 980 981 982 983 984 985 986 987 988 »